Boşanma davaları sadece iki kişinin evlilik birliğini sonlandırmasından ibaret değildir. Boşanma davaları nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat gibi birçok önemli hukuki sonucu da beraberinde getirir. Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri de çalışan eşin nafaka alıp alamayacağıdır. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları, çalışan eşlerin de bazı durumlarda nafaka alabileceğini açıkça ortaya koymaktadır.
Nafaka, boşanma halinde ekonomik açıdan zayıf duruma düşecek eşin korunmasını amaçlayan, diğer eşin mali gücüne göre belirlenen bir ödemedir. Nafaka ödemesi tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere çeşitli türlerde olabilir.
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eş lehine, diğer eşin mali gücü oranında mahkeme kararı ile hükmedilen ve çoğunlukla süresiz devam eden bir nafaka türüdür.
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, yoksulluk nafakasını düzenler. Bu maddeye göre:
"Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir."
Bu düzenleme, ilk bakışta sadece çalışmayan veya işsiz kişilerin nafaka alabileceği algısını yaratabilir. Ancak, "yoksulluğa düşme" kavramı sadece gelir yokluğu olarak değerlendirilmez. Kişinin mevcut yaşam standardındaki düşüş de bu kapsamda ele alınır.
Bu da ilginizi çekebilir: Nafaka Nasıl Hesaplanır? 2025
Çalışan bir eş de nafaka alabilir. Yargıtay kararları bu konuda oldukça nettir. Kişinin çalışıyor olması ya da düzenli bir gelirinin bulunması, yoksulluğa düşmeyeceği anlamına gelmez. Boşanma sonrası hayat standardının ciddi ölçüde düşmesi, çalışıyor olsa dahi nafaka almasına neden olabilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2016/20894 E. ve 2016/14341 K. sayılı kararında şu ifadeler yer almaktadır:
"Davacının ekonomik durumunun davalıdan iyi olması veya çalışıyor olması, davalıyı tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Davacının geliri, ona nafaka bağlanmasına engel değildir."
Bu karar, mahkemelerin nafaka miktarını belirlerken yalnızca tarafların gelirine değil, hakkaniyet ilkesine de göre hareket ettiğini gösterir.
Bir diğer önemli karar ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na aittir. 2017/2-1891 E. ve 2018/1577 K. sayılı kararda şu vurgu yapılmıştır:
"Kadının çalışıyor olması, erkeğin gelirinin olmaması ya da kusur durumu, kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesine engel teşkil etmez."
Bu karar da açıkça göstermektedir ki mahkemeler, tarafların gelir durumları ne olursa olsun, evlilik süresince elde edilen yaşam standardının korunması gerekliliğini göz önünde bulundurmaktadır.
"Yoksulluk", her bireyin kendi yaşam standardına göre değerlendirilir. Örneğin; evliyken eşinin aracıyla işe gidip gelen bir kadının, boşanma sonrası toplu taşıma kullanmak zorunda kalması bir hayat standardı düşüşüdür ve yoksullaşma hali olarak kabul edilebilir.
Bu bağlamda, mahkemeler nafaka talebinde bulunan eşin evlilik sırasında sahip olduğu yaşam şartlarını göz önünde bulundurarak değerlendirme yapar.
Nafaka, sadece kadınlara özgü bir hak değildir. Erkekler de nafaka talebinde bulunabilir. Buradaki esas kriter, kişinin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasıdır. Nafaka miktarı ve süresi, mahkemenin takdirindedir ve her olayın koşullarına göre değişkenlik gösterebilir.
Çalışan bir eşin nafaka alması mümkündür. Önemli olan, boşanma sonrası ekonomik durumunda meydana gelen değişikliktir. Mahkemeler, sadece gelir durumuna değil, aynı zamanda yaşam koşullarında meydana gelen değişimlere, kusur durumuna, hakkaniyet ilkesine ve tarafların taleplerine göre karar verir.
kaynak: pinarileri.com
Siz de aklınızdaki soruları sorabilir, konuyla ilgili fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Bu haber için yorum bulunmamaktadır.
eleman.net'te her gün yüzlerce yeni iş ilanı yayınlanıyor. Hayalindeki işe başlamak için özgeçmiş oluştur ve sana en uygun ilanlara başvur.
Hemen Özgeçmiş OluşturBu siteyi kullanmadan önce verileriniz hakkında aydınlatma metnini, gizlilik ve üyelik koşullarını inceleyebilirsiniz.