40 Yaşından Sonra İş Bulmak Zor mu?

Öz değerlendirme yaparken:
 

- İlgi alanlarınızı belirlemek için online testler yapabilir veya geçmişte sizi mutlu eden ve motive eden faaliyetleri düşünebilirsiniz.

- Yeteneklerinizi ve becerilerinizi listeleyebilir, hangi alanlarda güçlü olduğunuzu ve hangi alanlarda gelişmeniz gerektiğini belirleyebilirsiniz.

- Değerlerinizi de göz önünde bulundurmanız önemlidir. Sizin için neyin önemli olduğunu belirleyin ve kariyerinizin bu değerlerle uyumlu olmasına dikkat edin.
 

Yaşam tarzınız da kariyer seçiminizi etkileyecektir. Ne kadar seyahat etmek istediğinizi, ne kadar esnek bir çalışma saatine ihtiyacınız olduğunu ve ne kadar kazanmak istediğinizi düşünün.Bulunduğunuz yer ile varmak istediğiniz yer arasındaki boşlukları belirlemek de önemlidir. Mevcut becerileriniz ve deneyimleriniz sizi hedeflerinize ulaşmaya ne kadar yakınlaştırıyor? Hangi alanlarda gelişmeniz gerekiyor? Öz değerlendirme, ne yapmak istediğinize dair net bir fikir edinmenizi ve gerçekçi bir plan oluşturmanızı sağlar. Bu planı oluştururken profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.
 

40 yaş üstü çalışanlar, yeni bir işe girmek için yaşlı olduklarını düşünerek kendilerini sınırlayabilirler. Bu, oldukça yaygın bir önyargıdır. 40 yaş ve üzeri profesyoneller, sahip oldukları deneyim ve yetkinliklerle işverenler için oldukça değerlidir.Bu yaş grubundaki çalışanların en büyük avantajlarından biri, yıllar boyunca edindikleri tecrübedir. Farklı iş ortamlarında çalışmış, çeşitli problemlerle başa çıkmış ve çözümler üretmişlerdir. Bu da onları yeni görevlere karşı daha donanımlı ve hızlı adapte olabilen bireyler haline getirir.
 

Ayrıca, 40 yaş üstü çalışanlar genellikle daha istikrarlı ve sorumluluk sahibidir. Kariyerlerine ve ailelerine daha fazla bağlılık gösterirler. Bu da işverenler tarafından oldukça takdir edilen bir özelliktir. Siz de 40 yaş üstü bir çalışansanız, iş görüşmelerinde güçlü yönlerinize ve deneyimlerinize odaklanmanız önemlidir. Yaşınızı bir engel olarak değil, bir avantaj olarak görmelisiniz. Sahip olduğunuz becerileri ve yetkinlikleri açıkça ifade ederek, işverene sizden faydalanabileceklerini göstermeniz gerekir. Derin iş tecrübeniz, işverene sorumluluk bilincine sahip, hata yapma riski düşük, bilgi ve deneyimiyle işyerine katkıda bulunacak bir çalışan olduğunuzu gösterir.
 

Teknoloji, hayatımızın her alanına girmiş durumda. Artık birçok işi internet üzerinden yürütebiliyoruz. Alışverişten bankacılığa, eğitimden eğlenceye kadar her şey online hale geldi. Bu durumda, teknolojiden uzak kalmak, birçok imkandan mahrum kalmak anlamına geliyor.Belki de bu zamana kadar teknolojiyle çok içli dışlı olmadınız. Fakat zamanı yakalamak ve bu imkanlardan yararlanmak için artık teknolojiye dokunmanız önemli. Teknolojiyle ilk adımı atmak sandığınız kadar zor değil. Teknolojiye adım attığınızda, birçok yeni şey keşfedeceksiniz.

Hayatınızı kolaylaştıracak birçok uygulama ve program bulacaksınız. Ayrıca, online platformlar aracılığıyla yeni insanlarla tanışabilir, yeni bilgiler edinebilir, bir network kurabilir ve eleman.net üzerinden kendine yeni bir iş bulabilirsiniz. Teknolojiden korkmayın ve onu hayatınıza dâhil etmek için adım atın. Zamanı yakalamak ve bu imkanlardan yararlanmak için daha fazla geç kalmayın.

Kariyer seçiminde en önemli adımlardan biri, hangi sektörlerin ve mesleklerin kişiye en uygun olduğunu belirlemektir. Bunu yaparken, kişinin ilgi alanları, becerileri, kişilik tipi ve değerleri göz önünde bulundurulmalıdır.Kişi, hangi işi sevip hangilerini sevmediğine karar vermek için iş görevlerini karşılaştırmalıdır. Bunu yaparken internette araştırma yapabilir, meslek danışmanlarından veya o alanda çalışan kişilerden bilgi alabilir.
 

Ne yapmak istediğine karar veren kişi, seçtiği sektör hakkında olabildiğince fazla bilgi toplamalıdır. Sektördeki trendler, iş imkanları, maaş skalası ve çalışma koşulları hakkında araştırma yapabilir. Ayrıca, o alanda çalışan kişilerle bağlantı kurarak onlardan birinci elden bilgi alabilir.
 

Büyük ve kurumsal firmalar yaş bariyerini düşük tutuyor gibi görünse de, iş arayanlar için nispeten küçük firmalara odaklanmak daha avantajlı olabilir. Büyük firmaların "herkesi kabul ederiz" imajına rağmen, çalışanların bu zihniyete sahip olmama ihtimali yüksektir.
 

Küçük firmaları tercih etmenin diğer avantajları şunlardır:
 

Daha az bürokrasi: Büyük firmalarda işe alım süreci uzun ve karmaşık olabilir. Küçük firmalarda ise bu süreç daha hızlı ve basittir.
 

Daha fazla sorumluluk: Küçük firmalarda çalışanlar, daha geniş bir yelpazede sorumluluklar üstlenir ve bu da becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
 

Daha fazla esneklik: Küçük firmalar, çalışanlarına büyük firmalara kıyasla daha fazla esneklik sunabilir.
 

Daha fazla girişimcilik ruhu: Küçük firmalarda çalışanlar, daha fazla girişimcilik ruhu ve özgürlük hissederler.
 

İş arayış sürecinizde büyük firmalara odaklanmak yerine, küçük firmaları da göz önünde bulundurmanızda fayda var. Küçük firmalar, size büyük firmaların sunamayacağı birçok avantaj sunabilir.
 

Yaş ayrımcılığı ve uzun süreli işsizlik, 40 yaş üstü kişiler için önemli bir engel teşkil ediyor. İşten çıkarıldıktan sonra tekrar işe girmek ve kariyer değiştirmek oldukça zor olabiliyor. İşe alımcılar, bu yaş grubundaki kişilerin uyum sağlayamayacaklarını, deneyimlerinin güncel olmadığını ve yeni becerilere açık olmadıklarını düşünüyor. Ancak bu durum, daha fazla eğitim ve öğrenimle aşılabilir. İşleriyle ilgili güncel eğitimlere katılan, gelişime açık olan ve yeni beceriler edinen orta yaşlı veya yaşlı kişiler, kariyerlerinde yeni bir sayfa açabilirler.

Siz de akıllı telefonunuzu kullanarak internette basit aramalar yapabilir, sosyal medya platformlarına katılabilir veya online kurslara başvurabilirsiniz. Ayrıca, çevrenizdeki insanlardan da yardım alabilirsiniz. Artık kariyerlere bakış açımız değişti. Kariyerler düz bir çizgide ilerlemiyor ve rotanın dışına çıkmak oldukça normal hale geldi. Riskli görünse de, bu değişimi planlamak ve yeni bir yöne ilerlemek mümkündür.
 

Girişimcilik denince aklımıza genellikle 20'li yaşlarının başında, yurttaki teknoloji odaklı şirketler kuran gençler geliyor. Ancak yapılan incelemelerde, 40'lı yaşlarda girişimcilik yapanların başarılarının en yüksek olduğu görülüyor. MIT Sloan İşletme Okulu'ndan Prof. Pierre Azoulay ve doktora öğrencisi Daniel Kim, ABD Nüfus Bürosu'nun verilerini ve İç Gelir Hizmetleri'nin (IRS) kayıtlarını inceleyerek yaş ve girişimcilik arasındaki ilişkiyi araştırdılar. Nüfus kaydı IRS kayıtlarıyla karşılaştırarak şirket kurucularını ve çalışanlarını ayırdılar, ayrıca kimlerin serbest çalışan, kimlerin girişimci olduğunu da belirlediler. Ekip, büyüme hedefi olan şirketleri, küçük kalmakta sorun görmeyen yerel dükkan ve restoranları da ayırdı.
 

Araştırmaya göre, 40'lı yaşlarda girişimcilik yapanların başarı oranı diğer yaşlara göre daha yüksek. Bunun nedeni olarak, 40'lı yaşlardaki kişilerin daha fazla deneyime, bilgiye ve finansal güce sahip olması gösteriliyor. Ayrıca, bu rahat yaş grubundaki kişilerin daha geniş bir ağa sahip olması ve risk alma konusunda daha fazla olması da başarı oranlarını artırıyor.

Araştırmacılar, 2007-2014 yılları arasında kurulan 2,7 milyon girişimi inceleyerek önemli bulgulara ulaştılar. Elde edilen verilere göre, en az bir eleman çalıştıran bir iş kurma başarısını gösteren girişimcilerin yaş ortalaması 42 olarak belirlendi. Bu bulgu, girişimcilikte ideal bir yaşın olmadığını, 40'lı yaşların da girişimcilik için oldukça uygun bir dönem olduğunu gösteriyor.
 

Araştırmanın bir diğer önemli bulgusu ise deneyimin girişimcilikteki önemini vurgulamaktadır. Daha önce aynı sektörde deneyimi olan girişimcilerin, başka sektörlerden gelenlere göre başarıya ulaşma ihtimalinin %125 daha fazla olduğu ortaya konulmuştur. Bu durum, girişimcilik yolunda ilerlemek isteyenlere sektöre özel bilgi ve becerilerini geliştirmenin önemini hatırlatıyor. Sonuç olarak, girişimcilikte yaş tek başına belirleyici bir unsur değildir. Başarılı bir girişimci olmak için 40'lı yaşların sunduğu deneyim ve bilgi birikimi gibi faktörler oldukça önemlidir. Ayrıca, girişimcilik yolunda ilerlemek isteyenler, hedefledikleri sektörde bilgi ve becerilerini geliştirmeye de özen göstermelidir.
 

Azoulay ve Kim’in verilerine göre, yüksek performans gösteren girişimlerin sadece %1’inin 20 yaşındaki gençler tarafından kurulduğunu, en hızlı büyüme oranının ortalama 45 yaşındaki girişimcilere ait olduğu ortaya çıktı. Veriler kategorilere ayrıldığında ortalama kurucu yaşının 40’lı yaşlara ait olduğu görüldü.  ABD’de yüksek teknoloji şirketlerinin kurucularının işe başlama yaşının ortalama 43, risk sermayesi ile desteklenen şirketlerin kurucularının yaş ortalamasının 42, patentli şirketlerin ortalama girişimci yaşının ise 45 olduğu belirlendi. Araştırma ekibi ayrıca Kaliforniya, New York, Massachusetts ve Silikon Vadisi gibi farklı bölgelerdeki yaşları karşılaştırdı. Buna göre risk sermayesi ile desteklenen şirketlerin kurucularının en genç olduğu bölge 39 yaş ortalamasıyla New York oldu.
 

Bill Gates ve Steve Jobs gibi şirketini çok genç yaşta kuran girişimciler de şirketlerinin en parlak dönemini 40’lı yaşlarına geldiklerinde ulaştı. İyi bir iş fikri insana her yaşta gelebilir ancak fikirlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için hayat tecrübesinin çok kritik bir önem arz ettiği görülüyor. Orta yaşlı kurucular bu anlamda daha deneyimli ve bilgili oluyorlar, bu da daha başarılı kriz yönetimi yapabilmeleri anlamına geliyor.