Kadına Karşı Her Türlü Şiddetin Karşısındayız

Şiddet, insanların yeryüzünde dolaşmaya başladığı günden bu yana var olan ve her dönem büyüyerek günümüzde de devam eden en büyük toplumsal sorunlardan biri. Kendi içerisindeki tanımına bakıldığında fiziksel olduğu kadar psikolojik, ekonomik, cinsel gibi hemen her açıdan yapılabilen ve insan onuruna yakışmayacak davranış ve sözleri kapsayan bir durum. Herhangi bir türde sahip olunan gücün, istemli ya da istemsiz şekilde karşı tarafın fiziksel ya da ruhsal yapısını bozacak şekilde kullanılmasını içeren her türlü durum şiddet olarak ifade edilebilir. Şiddetin günümüzde tüm dünyada ve ülkemizde en sık görüldüğü ve gündeme geldiği konulardan biri de kadına yönelik şiddet. Kadının cinsiyetine yönelik duyulan ayrımcılığın bir dışa vurumu olarak ortaya çıkan şiddet, gün geçtikçe farklı platformlarda, farklı şekillerde, farklı coğrafya ve zamanlarda karşımıza çıkmayı sürdürüyor. Toplumsal olarak tepki verilse de ve aynı şekilde kamu kurumları tarafından kanun konuyla engellemeye çalışılsa da bu olgu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde en büyük sorunlardan biri olarak varlığını sürdürüyor.

Sadece ülkemizin değil dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerin de gündeminden düşmeyen kadına şiddet, toplumların modernleşmesinin devam etmesine rağmen artmaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2020 yılında yayınladığı 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre Türkiye, 153 ülkenin bulunduğu listede 130. sırada yer alıyor. Kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasi güçlendirilmesi gibi kriterlerin öne çıktığı rapora göre İzlanda, Norveç ve İsveç ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye'nin de yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, yüzde 60,5 ile cinsiyet eşitliği konusunda en geride sıralanıyor. Aynı raporun detaylarına bakıldığında kadınların çalışma hayatlarında yerinin de çok sonlarda kaldığı görülüyor. 2020 yılında ülkemiz, kadınların iş hayatı içerisinde üst düzey rollerdeki temsili bakımından 153 ülke arasında 132. sırada yer alıyor. Türkiye'deki uzman meslekler ve teknik elemanlar arasındaki kadınların oranı %40.1. Bu oran, Türkiye'yi dünya genelinde 111. sıraya getiriyor.

Özel hayatta, evde, sokakta, iş yerinde, ofiste kısacası her yerde kadına şiddet olağanca gücü ve varlığıyla devam ediyor. Bu şiddet, çoğu zaman fiziksel olarak karşımıza çıksa da çok farklı biçimleri ile kadınların var oluşlarını tehdit ediyor. Kadınlar, fiziksel davranışların dışında duygusal, psikolojik, sözel, cinsel, ekonomik gibi çok farklı şekillerde şiddete maruz kalıyor. İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 2020 yılında yayınlanan "Aile İçi Şiddet ve Kadın Cinayetlerinin Önlenmesinde Kolluğun Önemi ve Rolü" raporuna 1 Ocak-1 Temmuz 2020'de 117 bin 192 aile içi ve kadın yönelik şiddet olayı meydana geldi. Olaylarda mağdur olan kişi sayısı 126 bin 880 olarak kayıtlara geçti. Kadınların mağdur edildiği suç türleri arasında kasten yaralama, tehdit, hakaret, kötü muamele ve Aile Hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali ön sıralarda yer aldı.

Bizler, kadının kişiliği ve birliği ile tüm var oluşuna inanıyor ve kadına yönelik her türlü şiddet eyleminin karşısında olduğumuzu söylüyoruz. Kadınların toplumsal hayat içerisinde en az erkekler kadar yeri olduğunu ve kendi hayatları özelindeki tüm kararları kendilerinin vermeleri gerektiğine inanıyoruz. Her bir kadının sosyal hayat içerisindeki varlığının bağımsız bir şekilde kendisinin olduğunu düşünüyoruz. "ARTIK YETER, KADINA ŞİDDETE HAYIR" diyoruz.